22 Ekim 2012 Pazartesi

Petra Kvitova #6: Baskı, Baskı, Baskı!



Geçtiğimiz yıl hiçbir maçını kaybetmeden turnuvayı kazanan Petra Kvitova, bu yıl da altıncı sıradan İstanbul biletini kaptı. Şüphesiz ki herkesi şaşırtmıştı geçen yıl fakat potansiyelinin farkında olan kişiler için bu pek de şaşırtıcı olmadı. Onun için sonda söyleyeceğimiz şeyi başta söyleyelim derim: Acaba bu yıl geçen senenin baskısını üzerinde hissedecek mi?

Yıl içerisindeki performansının üst düzey olmadığı aşikar fakat belirli bir standartın altına da düşmediği de garanti. Montreal ve New Haven'da şampiyonluklar yaşadı. Sidney, Stuttgart ve Cincinnati'de yarı finalleri gördü. Ortalama üstü bir Grand Slam yılı yaşadı. Avustralya Açık'ta ve Roland Garros'ta yarı finalde Maria Sharapova'ya elendi. Wimbledon'da şampiyon Serena Williams'a karşı çeyrek finali gördü. Amerika Açık'ta ise dördüncü turda İstanbul'un yedekleri arasındaki Marion Bartoli'ye elendi. Şüphesiz ki ondan beklentiler daha doğrusu kişisel beklentim çok daha fazlaydı fakat kesinlikle kötü bir yıl sonucu buraya geldi diyemeyiz. Gaza(!) gelmeyiniz efendim.

Sezonu 45 galibiyet ve 15 mağlubiyet alarak kapayan Kvitova'nın ilk 10'daki rakiplerine karşı tutturduğu istatistik ise 2-6. Bu noktada sıkıntı aşikar. Hepsine rağmen beklenti ekseriyetle oluşmuş durumda. Eğer bu turnuvayı da "es kaza" alırsa Çek Cumhuriyeti doğumlu solak(Kvitova gibi) Martina Navratilova ile ülkesinde kıyaslanmaya daha da çok başlanacak. Mental açıdan soğuk kanlılığını korursa şampiyonluk olmasa bile tatmin edebilecek sonuçlara açık bir potansiyeli olduğunun bence kendisi de farkındadır. Hoş Çek bir kadına "mental açıdan soğuk kanlılığını korursa" demek garip oldu ama bu rakiplere karşı izleyici olarak ben bile soğuk kanlılığımı koruyamıyorum. Yolun açık olsun Kvitova!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder