22 Ekim 2012 Pazartesi

Agnieszka Radwanska #4: Arkasında Bir Ulus

Çırağan Kempinski'den sevgilerle...


WTA Sıralaması'nda ilk 100'e girdiği 2006 yılından beri shkjagdlaskj başa sarıyoruz Lüksemburg Açık'da Venus Williams ve Elene Dementieva'yı eleyip dikkatleri üzerine çeken Radwanska, birçok ilke imza atmış bir tenisçi. Ülkesi Polonya'nın kız kardeşi ile birlikte WTA tenisinin önemli birer kozu olması sportif başarılar açısından bizzat kendisinin önemli bir noktada olması, kısacası bir ulusun onun arkasında olduğunun belirtilmesi gerek. Bir sporcu için bu çok önemli bir güçtür. Radwanska da bunun bilincinde olarak her geçen gün üstüne bir şeyler koymanın peşinde olan ve yüzsüzlük yapmayan bir sporcu diyebiliriz.

23 yaşındaki tenisçi ironik bir biçimde geçen yıl babasının koçluğuna son verip geçtiği çıkışı sürdürüyor. Dubai, Miami ve Brüksel'de şampiyonluk görüp Avustralya açıkta da çeyrek finali görmesi onun açısından çok da kötü sayılmayan bir sezon başlangıcı olarak nitelendirilebilir. Görece kelimesini eklemeyi unutmayalım.  Daha sonra bir dizi sakatlık geçirip Rolland Garros'ta üçüncü turda elenip hayal kırıklığı yaşamasının ardından gelen Wimbledon finali onun açısından mental anlamda çok önemli bir olaydı. Böylece Polonyalı raket kariyerinin ilk Grand Slam finaline ulaşmış oluyordu. Bu başarının ardından ikinci sıraya yükselmesi de formunu ne kadar üst düzeye çektiğinin bir göstergesi.

57 galibiyet 17 mağlubiyet ile sezonu bitiren Radwanska ilk 10'daki tenisçilere karşı da 6-9'luk bir istatistik tutturmuş oldu. Daha önce 2008 ve 2009'da yedek listeden, geçen yıl da ilk kez asil olarak turnuvaya katılım hakkı elde eden Radwanska bu yıl diğer Sezon Sonu Şampiyonaları'na oranla daha iddialı. Geçen yılki toyluğu ve formsuzluğu bu yıl yok. Fakat bu yıl geçen yılki şampiyonadan daha farklı olarak önünde daha zorlu isimler var. Gerçekçi olmak gerek. Polonyalı raketin işi gerçekten çok zor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder