27 Eylül 2012 Perşembe
Tokyo'da Üst Sıralar Silindi
WTA Toray Pan Pacific Open Turnuvası'nda çeyrek finalleri geçtik. Yarı final eşleşmelerinin adı belli oldu.
Bir numaralı seri başı Victoria Azarenka, Angelique Kerber'e 1-0 mağlup olurken baş dönmesi yüzünden maçı bırakmak zorunda kaldı. Daha önceden de bu sıkıntı yüzünden muzdarip olan Azarenka'nın bu konudaki tavrı nasıl olacak merakla bekleniyor. İki numaralı seri başı Maria Sharapova ise Avustralyalı raket Samantha Stosur'a 6-4 ve 7-6(10)'luk setler ile mağlup olarak elendi. Üç numaralı seri başı Agnieszka Radwanska ise dünya bir numarasının eski sahiplerinden Caroline Wozniacki'yi 6-4 ve 6-3 ile geçti. Son eşleşmede ise Rus Nadia Petrova bu yılın flaş isimlerinden olan Sara Errani'yi 3-6, 7-5 ve 6-3'lük setler ile geçmeyi başardı.
Yarı final eşleşmeleri ve karşılaşma tarihleri ise şöyle:
Nadia Petrova-Samantha Stosur 28.09.2012 TSİ 07.00
Angelique Kerber-Agnieszka Kerber 28.09.2012 TSİ 08.15
23 Eylül 2012 Pazar
Ev Sahibi Kazanmayı Bildi
Fransa'nın Metz şehrinde düzenlenen Mosolle Open'da şampiyon, ev sahibi raketlerden Jo-Wifred Tsonga'nın oldu.
Tsonga finaldeki rakibi Andrea Seppi'yi 6-1 ve 6-2'lik setlerle 2-0 geçmeyi bildi. Tsonga böylece ünvanını korumuş oldu.
ATP sıralamasında sekizinci sırada bulunan Tsonga'nın yeri değişmeyecek. Seppi ise yirmi altıncı sıraya çıkacak.
Klizan Yükselişte
ATP 250'lik turnuvalarından olan St.Petersburg Open'da şampiyon belli oldu.
Martin Klizan Fabio Fognini'yi 6-2 ve 6-3'lük setler ile eleyerek şampiyonanın galibi oldu. Klizan bu sonuçlar 2004'te Marseille Open'da turnuvayı kazanan Dominik Hrbaty'den sonra ilk kez turnuva kazanan Slovak tenisçi oldu.
Dünya 45 numarası olan Klizan bu sonuçla 33. sıraya kadar yükselecek.
Sunshine 19. Kez
Seul'deki WTA KDB Korea Open Turnuvası'nda şampiyon belli oldu. Dünyanın eski bir numarası ve turnuvanın da bir numaralı seri başı olan Caroline Wozniacki Seul Olimpiyat Parkı'nda düzenlenen turnuvanın yeni sahibi.
Wozniazcki Fin rakibi Kaia Kanepi'yi 6-1 ve 6-0 ile bir saat yedi dakikada geçerek kolay bir galibiyet elde etti.
Wozniacki bu sonuç ile 19. WTA turnuvası şampiyonluğunu da ilan etmiş oldu.
22 Eylül 2012 Cumartesi
St.Petersburg'da Finalin Adı Kondu
Rusya'nın St.Petersburg şehrinde düzenlenen St.Petersburg Open Turnuvası'nda da Mosolle Open'da olduğu gibi finalistler belli oldu.
Bir numaralı seri başı Mikhail Youzhny, Martin Klizan'a 7(13)-6(11), 4-6 ve 6(3)-7'lik zorlu geçen setler ile mağlup oldu. Slovak Klizan'ın finaldeki rakibi ise Daniel Gimeno-Traver'ı 6-3 ve 6-4 ile geçen İtalyan Fabio Fognini oldu.
Klizan üç, Fognini ise dört numaralı seri başları olarak bu turnuvaya katıldılar. Final yarın TSİ 15.00'de.
Bir numaralı seri başı Mikhail Youzhny, Martin Klizan'a 7(13)-6(11), 4-6 ve 6(3)-7'lik zorlu geçen setler ile mağlup oldu. Slovak Klizan'ın finaldeki rakibi ise Daniel Gimeno-Traver'ı 6-3 ve 6-4 ile geçen İtalyan Fabio Fognini oldu.
Klizan üç, Fognini ise dört numaralı seri başları olarak bu turnuvaya katıldılar. Final yarın TSİ 15.00'de.
Metz'de Finalistler Belli Oldu
Fransa'nın Metz şehrinde düzenlenen Mosolle Open Turnuvası'nda finalistler belli oldu.
Yarı finaldeki iki Fransız tenisçiden biri olan bir numaralı seri başı Jo-Wilfred Tsonga, sekiz numaralı seri başı Nikolay Davydenko'yu 6-0, 3-6 ve 6-4'lik setler ile 2-1 geçmeyi başardı. Finaldeki rakibi Andrea Seppi de diğer Fransız raket Gael Monfils'i 3-6, 6-1 ve 6-4'lük setlerle 2-1 geçti.
İkili arasındaki rekabette geçmişte üç maç kaydedilmiş. Geçen yılki iki karşılaşmayı da Tsonga kazanırken Seppi ise sadece bir kez 2008'de galibiyet yüzü görmüş.
Maç yarın saat TSİ 17.00'da başlayacak
22 Yıl Sonra Gelmeyen Zafer
Çin'in Guangzhou eyaletinde düzenlenen WTA GZ Open Turnuvası'nda şampiyon belli oldu.
Tayvanlı Su-Wei Hsieh rakibi Büyük Britanyalı Laura Robson'ı iki saat elli yedi dakika süren karşılaşma neticesinde 6-3, 5-7 ve 6-4 ile geçti.
On sekiz yaşındaki Laura Robson bir WTA turnuvasında yirmi iki yıl sonra finale ulaşan ilk kadın tenisçiydi. Robson bu turnuva öncesinde WTA sıralamasında kariyerinin en iyi sırası olan yetmiş dördü görmüştü.
Tayvanlı Su-Wei Hsieh rakibi Büyük Britanyalı Laura Robson'ı iki saat elli yedi dakika süren karşılaşma neticesinde 6-3, 5-7 ve 6-4 ile geçti.
On sekiz yaşındaki Laura Robson bir WTA turnuvasında yirmi iki yıl sonra finale ulaşan ilk kadın tenisçiydi. Robson bu turnuva öncesinde WTA sıralamasında kariyerinin en iyi sırası olan yetmiş dördü görmüştü.
Seul'de Wozniacki Eski Günleri Hatırlıyor
Güney Kore'nin Seul şehrinde düzenlenen WTA KDB Korea Open Turnuvası'nda finalistler belli oldu.
Bir numaralı seri başı ve eski dünya bir numarası Caroline Wozniacki finalde Kaia Kanepi ile eşleşti.
Wozniacki yarı finalde Rus Ekaterina Makarova'yı 6-1,5-7 ve 6-4'lük setler ile 2-1 geçti. Kanepi ise ABD vatandaşı Varvara Lepchenko'yu 6-4, 2-6 ve 6-4'lük setler ile finaldeki rakibi Wozniacki gibi 2-1 ile geçmeyi başardı.
Final pazar günü sabah TSİ 06.00'da başlayacak.
Bir numaralı seri başı ve eski dünya bir numarası Caroline Wozniacki finalde Kaia Kanepi ile eşleşti.
Wozniacki yarı finalde Rus Ekaterina Makarova'yı 6-1,5-7 ve 6-4'lük setler ile 2-1 geçti. Kanepi ise ABD vatandaşı Varvara Lepchenko'yu 6-4, 2-6 ve 6-4'lük setler ile finaldeki rakibi Wozniacki gibi 2-1 ile geçmeyi başardı.
Final pazar günü sabah TSİ 06.00'da başlayacak.
250'lik Turnuvalarda Yarı Finaller
Fransa'nın Metz şehrinde yapılan Moselle Open Turnuvası'nda yarı finali gördük. Bir numaralı seri başı Jo-Wilfred Tsonga yoluna Jesse Levine'i 6-3 ve 6-4'lük setler ile geçerek devam etti. Tsonga'nın rakibi Ivo Karlovic'i 6(5)-7, 7(8)-6(6) ve 6-0'lık setler ile geçen Nikolay Davydenko oldu. Diğer yarı finalistler ise Florian Mayer'i 7-5,6-2'lik setler ile geçen Andrea Seppi ve iki numaralı seri başı Philipp Kohlschreiber'i 6(3)-7, 6-4, 6-4 ile geçen Fransız Gael Monfils oldu. Karşılaşmalar bugün 16.45'te oynanacak.
Aynı tarihte Rusya'nın St.Petersburg şehrinde devam eden St.Petersburg Open Turnuvası'nda da yarı finalistler belli oldu. Bir numaralı seri başı Mikhail Youzhny Guillermo Garcia-Lopez'i 6-4, 0-6 ve 6-3'lük setler ile 2-1 geçti. Youzhny'nin rakibi Slovak Martin Klizan oldu. Klizan, Richardas Berankis'i 6-3 ve 6-2'lik setler ile geçti. Diğer yarı finalistler ise Flavio Fognini ve Daniel Gimeno-Traver oldu. Sırasıyla Roberto Bautista'yı 6-4, 7-6(1) ve Flavio Cipolla'yı 6-2 ve 7-5'lik setlerle 2-0 ile geçemeyi başardılar. Bu turnuvada da maçlar bugün 16.45'te oynanacak.
Aynı tarihte Rusya'nın St.Petersburg şehrinde devam eden St.Petersburg Open Turnuvası'nda da yarı finalistler belli oldu. Bir numaralı seri başı Mikhail Youzhny Guillermo Garcia-Lopez'i 6-4, 0-6 ve 6-3'lük setler ile 2-1 geçti. Youzhny'nin rakibi Slovak Martin Klizan oldu. Klizan, Richardas Berankis'i 6-3 ve 6-2'lik setler ile geçti. Diğer yarı finalistler ise Flavio Fognini ve Daniel Gimeno-Traver oldu. Sırasıyla Roberto Bautista'yı 6-4, 7-6(1) ve Flavio Cipolla'yı 6-2 ve 7-5'lik setlerle 2-0 ile geçemeyi başardılar. Bu turnuvada da maçlar bugün 16.45'te oynanacak.
20 Eylül 2012 Perşembe
250'likler ile Geçen Hafta
250'lik ATP turlarından biri olan Metz Moselle Open Turnuvası'nda çeyrek final eşleşmeleri belli oldu.
Turnuvaya bir numaralı seri başı olarak giren Jo-Wilfred Tsonga, ilk turu bay geçip ikinci turda Clement Reix ile karşılaştı. Vatandaşını 6-3'lük setler ile geçen Tsonga çeyrek finalde Jesse Levine ile eşleşti. Levine bir önceki turda Lucky Loser Michael Berrer'i 6-4,3-6 ve 6-0'lık setlerle geçmişti. Üç numaralı seri başı Marcel Granollers-Pujol ise şanssız biçimde 1-0 geride iken sakatlık sebebiyle maçı bırakmak zorunda kaldı. Rakibi Ivo Karlovic de bu sayede Nikolay Davydenko ile eşleşmiş oldu. Beş numaralı seri başı Andrea Seppi ise ev sahibi raketlerden Vincent Millo'yu 6-2 ve 6-1'lik setlerle geçerek dört numaralı seri başı Florian Mayer'in rakibi oldu. Mayer ise James Blake'i 6(4)-7, 6-3 ve 6-4'lük setler ile geçerek çeyrek finale çıkmayı başardı. Yedi numaralı seri başı Gael Monfils de Nicolas Mahut'u 7-6(4) ve 7-5'lik setlerle mağlup etti. Monfils, Benoit Paire'yi 6-2, 1-6 ve 6-2'lik setler ile geçen Philipp Kholschreiber'in rakibi oldu.
Aynı tarihte başlayan yine 250'lik St.Petersburg Open'da da çeyrek finalistler belii oldu.
Bir numaralı seri başı Mikhail Youzhny Kanadalı Vasek Pospisil ve Rajeev Ram'ı 2-0'lık maçlarla eledi. Youzhny'nin rakibi ise Paolo Lorenzi'nin 1-0 yeniliyorken maçtan çekilmesi neticesi adını bir üst tura yazdıran Guillermo Garcia-Lopez oldu. Üç numaralı seri başı Martin Klizan ise Rus Mikhail Elgin ve Simoene Belelli'yi 2-0'lık maçlarla eleyip, rakibi Jurgen Zopp'un 1-0 yeniliyorken çekilmesi ile adını bir üst tura yazdıran Litvanyalı Richardas Berankis ile eşleşti. Dört numaralı seri başı Fabio Fognini ise zorlanmadan adını çeyrek finale yazdırıp Roberto Bautista-Agut ile eşleşti. İki numaralı seri başı Denis Istomin'i 2-1 ile eleyen Lukasz Kubot ise Daniel Gimeno-Traver'a 2-0 ile elendi. Gimeno Traver'ın rakibi ise İtalyan Flavio Cipolla oldu.
Çeyrek finaller yarın akşamüstü başlayıp geceye kadar devam edecek.
Etiketler:
andrea seppi,
atp mosolle open,
atp st.petersburg open,
florian mayer,
gael monfils,
jo wilfried tsonga,
Marcel Granollers,
mikhail youzhny,
nikolay davydenko,
philipp kohlschreiber
Timea Babos Interview
Our first interview with young talented tennis player Timea Babos...
-First of all i want ask about your juniors career. Except for the Australian Open, you have reached three slam victory in the doubles in 2010. But you were not successfull singles. How do you explain that?
Timea Babos: Well first of all I was number 2 in the world and reached the semi finals of Wimbledon and also the quarters of Australia. I also won lots of big Grade 1 events, so to me I and many others I had a successful junior career, of course I would have liked to have won a junior slam but that does not mean I was not successful.
-Made your professional debut last year, proved yourself in the performance of the ITF tournaments. Won first WTA title you started effectively in 2012. That was the most important moment of your professional career?
Timea Babos: Monterrey was so special, to win my first WTA title was huge and also to beat Errani in the semi finals was great too. Also my Wimbledon Ladies debut was special and winning my opening match. I can also not forget the Olympics and the opening ceremony, that was very special too.
-You won Monterrey in the February. I watch a few your matches in the Monterrey. You defeated Sorana and Sara until the final. You have powerful serves and forehands. You are ambitious (I remember final, one games turned from 0 to 40.) I think your potential too much, maybe join first 20. What about your career in the future?
Timea Babos: First of all I want to keep improving and be the best I can be, I know I am capable of the very best and I want to be amongst the best in the top 10, 5, 3 and I know if I am consistent the ranking will come. My dream is to win Wimbledon and I think my game is pretty well suited to grass, so we will see.
-You play Olympics, represented the country and won the first tour matches. What did you feelings? I hope you will play the Rio 2016.
Timea Babos: It was an awesome feeling, especially with it being at Wimbledon which is my favourite tournament, it was something I will never forget and I definitely plan on being in Rio!
-Finally, Konta defeat you this US Open.. What's your purpose next grand slams?
Timea Babos: The Konta match was the most disappointing of my career and one I just want to forget. In 2013 I want to make the 2nd week of a slam for the first time and really start to put myself in the mix with the best players.
İbrahim Tilki&Ufuk Tolga Aldırmaz
-First of all i want ask about your juniors career. Except for the Australian Open, you have reached three slam victory in the doubles in 2010. But you were not successfull singles. How do you explain that?
Timea Babos: Well first of all I was number 2 in the world and reached the semi finals of Wimbledon and also the quarters of Australia. I also won lots of big Grade 1 events, so to me I and many others I had a successful junior career, of course I would have liked to have won a junior slam but that does not mean I was not successful.
-Made your professional debut last year, proved yourself in the performance of the ITF tournaments. Won first WTA title you started effectively in 2012. That was the most important moment of your professional career?
Timea Babos: Monterrey was so special, to win my first WTA title was huge and also to beat Errani in the semi finals was great too. Also my Wimbledon Ladies debut was special and winning my opening match. I can also not forget the Olympics and the opening ceremony, that was very special too.
-You won Monterrey in the February. I watch a few your matches in the Monterrey. You defeated Sorana and Sara until the final. You have powerful serves and forehands. You are ambitious (I remember final, one games turned from 0 to 40.) I think your potential too much, maybe join first 20. What about your career in the future?
Timea Babos: First of all I want to keep improving and be the best I can be, I know I am capable of the very best and I want to be amongst the best in the top 10, 5, 3 and I know if I am consistent the ranking will come. My dream is to win Wimbledon and I think my game is pretty well suited to grass, so we will see.
-You play Olympics, represented the country and won the first tour matches. What did you feelings? I hope you will play the Rio 2016.
Timea Babos: It was an awesome feeling, especially with it being at Wimbledon which is my favourite tournament, it was something I will never forget and I definitely plan on being in Rio!
-Finally, Konta defeat you this US Open.. What's your purpose next grand slams?
Timea Babos: The Konta match was the most disappointing of my career and one I just want to forget. In 2013 I want to make the 2nd week of a slam for the first time and really start to put myself in the mix with the best players.
İbrahim Tilki&Ufuk Tolga Aldırmaz
Timea Babos Röportajı
Blogu açalı yaklaşık 2 ay oluyor. Güncelliği bazen kaçırıyoruz maalesef. Takip eden az ama öz kişiden gelen geri dönüşler 'güzel bir iş oluyor ama daha güncel olsa ya' şeklinde olunca biz de güncelliği sağlama konusunda önden ilk röportajımızı yaparak ilk adımı atmış olduk.
Röportajın kahramanı ise Timea Babos. Blogun yazarlarının wonderkid tenisçiler listesinde ön saflarda yer alıyor Macar raket. İmkanlar mail yoluyla ufak bir söyleşiye izin verdi. Buyrun röportajın Türkçesi:
-İlk olarak Junior kariyerin hakkında bir soru sormak istiyorum. 2010 yılında Avustralya Açık hariç çiftlerde üç Grand Slam kazandın ancak teklerde çiftlerdeki kadar başarılı bir Junior kariyeriniz olmadı. Bunu neye bağlıyorsun?
Timea Babos: Evet, ilk olarak Junior kariyerimde dünya iki numarasıydım ve Wimbledon'da yarı final, ayrıca Avustralya Açık'ta da çeyrek final gördüm. Bunun yanı sıra birçok Grade 1 turnuvası kazandım. Bana ve birçoklarına göre başarılı bir Junior kariyeri geçirdim. Tabii ki Junior Slam kazanmak isterdim fakat kazanmamak başarısız olduğum anlamına gelmez.
-Geçtiğimiz yıldan beri profesyonel turdasın, kendini ITF Turları'nda kanıtladın. 2012 yılına etkili girerek ilk WTA Turnuva zaferini elde ettin. Bu zafer senin profesyonel kariyerinin en önemli anı mıydı?
Monterrey oldukça özel, benim ilk WTA zaferim. Muazzamdı. Errani'yi yarı finalde elemek de müthişti. Ayrıca Wimbledon'daki ilk maçım ve bu maçı kazanmam da özeldi. Ek olarak Olimpiyatları ve açılış törenini de unutamam, diğerleri kadar önemliydi.
-Şubatta Monterrey'i kazandın. Bu turnuvadaki birkaç maçı izleme şansım oldu. Finale kadar Sorana Cristea ve Sara Errani'yi elemeyi başardın. Güçlü forehand ve servislerin var. Aynı zamanda hırslısın (finalde bir oyunu 0-40'tan çevirdiğini hatırlıyorum.). Bana göre potansiyelin oldukça yüksek. Adını ilk yirmiye bile yazdırabilirsin. Kariyerinin devamı hakkında neler düşünüyorsun?
İlk olarak gelişimimi sürdürmek ve olabildiğim kadar iyi olmak istiyorum. En iyiler arasına girebilecek becerim var. En iyi ilk 10, 5, 3 arasında olmak istiyorum ve istikrarlı olursam bunu başaracağım. Hayalim Wimbledon'ı kazanmak ve oyunum çime yatkın, göreceğiz.
-Olimpiyatlarda ülkeni temsil ettin ve ilk tur maçlarını kazandın. Neler hissettin? 2016 Rio'da da seni izleyeceğimizi umuyorum.
Wimbledon zaten benim favori turnuvamdır, harika hissettim. Asla unutmayacağım ve hedefim Rio'da olmak.
-Son olarak, 2012 Amerika Açık'ta Johanna Konta'ya elendin. Gelecek Grand Slamler'deki hedeflerin nelerdir?
Konta maçı kariyerimde en çok üzüldüğüm anlardandı ve bu maçı ardımda bırakmak istiyorum. 2013'te bir Grand Slam'de ilk kez ikinci haftayı görmek ve kaliteli raketlerle mücadele etmek istiyorum.
İbrahim Tilki&Ufuk Tolga Aldırmaz
Röportajın kahramanı ise Timea Babos. Blogun yazarlarının wonderkid tenisçiler listesinde ön saflarda yer alıyor Macar raket. İmkanlar mail yoluyla ufak bir söyleşiye izin verdi. Buyrun röportajın Türkçesi:
-İlk olarak Junior kariyerin hakkında bir soru sormak istiyorum. 2010 yılında Avustralya Açık hariç çiftlerde üç Grand Slam kazandın ancak teklerde çiftlerdeki kadar başarılı bir Junior kariyeriniz olmadı. Bunu neye bağlıyorsun?
Timea Babos: Evet, ilk olarak Junior kariyerimde dünya iki numarasıydım ve Wimbledon'da yarı final, ayrıca Avustralya Açık'ta da çeyrek final gördüm. Bunun yanı sıra birçok Grade 1 turnuvası kazandım. Bana ve birçoklarına göre başarılı bir Junior kariyeri geçirdim. Tabii ki Junior Slam kazanmak isterdim fakat kazanmamak başarısız olduğum anlamına gelmez.
-Geçtiğimiz yıldan beri profesyonel turdasın, kendini ITF Turları'nda kanıtladın. 2012 yılına etkili girerek ilk WTA Turnuva zaferini elde ettin. Bu zafer senin profesyonel kariyerinin en önemli anı mıydı?
Monterrey oldukça özel, benim ilk WTA zaferim. Muazzamdı. Errani'yi yarı finalde elemek de müthişti. Ayrıca Wimbledon'daki ilk maçım ve bu maçı kazanmam da özeldi. Ek olarak Olimpiyatları ve açılış törenini de unutamam, diğerleri kadar önemliydi.
-Şubatta Monterrey'i kazandın. Bu turnuvadaki birkaç maçı izleme şansım oldu. Finale kadar Sorana Cristea ve Sara Errani'yi elemeyi başardın. Güçlü forehand ve servislerin var. Aynı zamanda hırslısın (finalde bir oyunu 0-40'tan çevirdiğini hatırlıyorum.). Bana göre potansiyelin oldukça yüksek. Adını ilk yirmiye bile yazdırabilirsin. Kariyerinin devamı hakkında neler düşünüyorsun?
İlk olarak gelişimimi sürdürmek ve olabildiğim kadar iyi olmak istiyorum. En iyiler arasına girebilecek becerim var. En iyi ilk 10, 5, 3 arasında olmak istiyorum ve istikrarlı olursam bunu başaracağım. Hayalim Wimbledon'ı kazanmak ve oyunum çime yatkın, göreceğiz.
-Olimpiyatlarda ülkeni temsil ettin ve ilk tur maçlarını kazandın. Neler hissettin? 2016 Rio'da da seni izleyeceğimizi umuyorum.
Wimbledon zaten benim favori turnuvamdır, harika hissettim. Asla unutmayacağım ve hedefim Rio'da olmak.
-Son olarak, 2012 Amerika Açık'ta Johanna Konta'ya elendin. Gelecek Grand Slamler'deki hedeflerin nelerdir?
Konta maçı kariyerimde en çok üzüldüğüm anlardandı ve bu maçı ardımda bırakmak istiyorum. 2013'te bir Grand Slam'de ilk kez ikinci haftayı görmek ve kaliteli raketlerle mücadele etmek istiyorum.
İbrahim Tilki&Ufuk Tolga Aldırmaz
11 Eylül 2012 Salı
Murray 76 Yıllık Hasreti Bitirdi
Amerika Açık'ta beş saati bulan tek erkekler finalinde mutlu ayrılan taraf Andy Murray oldu.
Arthur Ashe Stadyumu'nda oynanan final karşılaşması uzun ama sıkıcı ralliler, basit hatalarla başlarken karşılıklı kırılan servisler ve kaçak vuruşlarla ilk set tie-break'e gitti. Tie-break'te beş kez set puanını değerlendiremeyen Murray altıncı denemesinde istediğini aldı ve 12-10'luk tie-break sonucuyla ilk seti almayı başardı. Bu sette ise 54 vuruşluk ralli istatistiklere not olarak düşüldü. İlk set yaklaşık bir buçuk saat sürdü. Yakaladığı ivmeyi ikinci sete de taşıyan Murray üst üste oyunlar alarak bir anda 4-0'ı buldu. Bu bölümde Novak Djokovic kendini bolca yerde bulunca sanılandan daha kısa bir final sezgisi ortaya çıksa da Sırp raketin oyun karakterini bilenler o yanılgıya düşmedi ve durum 5-5'e geldi. Sonrası yine Murray üstünlüğü. Önce servis oyununu alan 3 numaralı seribaşına, Djokovic kendi servis attığı oyunda yaptığı basit hatalarla yardımcı olunca ikinci set 7-5'le Murray'in oldu.
Üçüncü set ise klasik bir Novak Djokovic geri dönüşünlerinden birine sahne oldu. Üçüncü ve yedinci oyunda servisler kıran Sırp tenisçi seti 6-2 kazanırken umutlarını yeşertti. Bir sonraki sete servis kırarak başlayan Djokovic kortta esip gürleyen taraf olup bir de setin sonunda servis kırınca 6-3'ü görüp mücadeleyi final setine taşıdı. Bu etkileyici dönüşün en önemli nedeni ise Sırp raketin basit hatalarındaki gözle görülür azalma idi. İlk iki sette 19'ar basit hata yapan Djokovic üç ve dördüncü sette toplam 15 basit hata yaptı.
Şampiyonu belirleyecek son sette ise üst üste servis kırarak başlayan Andy Murray rahatlarken, Djokovic'in kırılan servislerden birini geri alması ufak bir acaba yaşattı. Altıncı oyunda love game'le stres yaşamadan avantajını koruyan Murray sonraki oyunlarda Djokovic'in bacağındaki sorunun da etkisiyle 6-2'lik son set sonucuyla Amerika Açık şampiyonluğuna ulaştı.
4 saat 54 dakika süren karşılaşma sonunda ilk grand slam'ini kazanan Andy Murray Britanyalıların grand slam kazanamama şanssızlığını da sonlandırmış oldu. Fred Perry 1936'da Britanya adına kazanılan son grand slam şampiyonuydu. Andy Murray tıpkı koçu Ivan Lendl gibi oynadığı beşinci slam finalinde zafere ulaşırken aynı yıl içinde hem Olimpiyat hem de Amerika Açık'ta ipi göğüsleyen ilk raket oldu.
Wimbledon'dan beri yükselişte olan Andy Murray bu yılki üçüncü şampiyonluğuna uzanırken ATP klasmanında da üçüncü basamağa yükseldi. Dünkü karşılaşma sonunda ise Rafael Nadal'ın sakatlıktan nasıl döneceğinin belirsizliği, Roger Federer'in kariyerinin son döneminde olması 2013 için akıllara müthiş bir rekabeti getirdi: Novak Djokovic-Andy Murray... Oyun karakterleri birbirine benzeyen iki raketin maçlarında bazen kalite düşse de çekişme sürekli olarak çok fazla oluyor. Gelecek yılki finallere yazın bu karşılaşmayı. Bu ikilinin karşı karşıya geleceği daha çok final var...
Arthur Ashe Stadyumu'nda oynanan final karşılaşması uzun ama sıkıcı ralliler, basit hatalarla başlarken karşılıklı kırılan servisler ve kaçak vuruşlarla ilk set tie-break'e gitti. Tie-break'te beş kez set puanını değerlendiremeyen Murray altıncı denemesinde istediğini aldı ve 12-10'luk tie-break sonucuyla ilk seti almayı başardı. Bu sette ise 54 vuruşluk ralli istatistiklere not olarak düşüldü. İlk set yaklaşık bir buçuk saat sürdü. Yakaladığı ivmeyi ikinci sete de taşıyan Murray üst üste oyunlar alarak bir anda 4-0'ı buldu. Bu bölümde Novak Djokovic kendini bolca yerde bulunca sanılandan daha kısa bir final sezgisi ortaya çıksa da Sırp raketin oyun karakterini bilenler o yanılgıya düşmedi ve durum 5-5'e geldi. Sonrası yine Murray üstünlüğü. Önce servis oyununu alan 3 numaralı seribaşına, Djokovic kendi servis attığı oyunda yaptığı basit hatalarla yardımcı olunca ikinci set 7-5'le Murray'in oldu.
Üçüncü set ise klasik bir Novak Djokovic geri dönüşünlerinden birine sahne oldu. Üçüncü ve yedinci oyunda servisler kıran Sırp tenisçi seti 6-2 kazanırken umutlarını yeşertti. Bir sonraki sete servis kırarak başlayan Djokovic kortta esip gürleyen taraf olup bir de setin sonunda servis kırınca 6-3'ü görüp mücadeleyi final setine taşıdı. Bu etkileyici dönüşün en önemli nedeni ise Sırp raketin basit hatalarındaki gözle görülür azalma idi. İlk iki sette 19'ar basit hata yapan Djokovic üç ve dördüncü sette toplam 15 basit hata yaptı.
Şampiyonu belirleyecek son sette ise üst üste servis kırarak başlayan Andy Murray rahatlarken, Djokovic'in kırılan servislerden birini geri alması ufak bir acaba yaşattı. Altıncı oyunda love game'le stres yaşamadan avantajını koruyan Murray sonraki oyunlarda Djokovic'in bacağındaki sorunun da etkisiyle 6-2'lik son set sonucuyla Amerika Açık şampiyonluğuna ulaştı.
4 saat 54 dakika süren karşılaşma sonunda ilk grand slam'ini kazanan Andy Murray Britanyalıların grand slam kazanamama şanssızlığını da sonlandırmış oldu. Fred Perry 1936'da Britanya adına kazanılan son grand slam şampiyonuydu. Andy Murray tıpkı koçu Ivan Lendl gibi oynadığı beşinci slam finalinde zafere ulaşırken aynı yıl içinde hem Olimpiyat hem de Amerika Açık'ta ipi göğüsleyen ilk raket oldu.
Wimbledon'dan beri yükselişte olan Andy Murray bu yılki üçüncü şampiyonluğuna uzanırken ATP klasmanında da üçüncü basamağa yükseldi. Dünkü karşılaşma sonunda ise Rafael Nadal'ın sakatlıktan nasıl döneceğinin belirsizliği, Roger Federer'in kariyerinin son döneminde olması 2013 için akıllara müthiş bir rekabeti getirdi: Novak Djokovic-Andy Murray... Oyun karakterleri birbirine benzeyen iki raketin maçlarında bazen kalite düşse de çekişme sürekli olarak çok fazla oluyor. Gelecek yılki finallere yazın bu karşılaşmayı. Bu ikilinin karşı karşıya geleceği daha çok final var...
Etiketler:
amerika açık,
andy murray,
atp,
novak djokovic,
us open
10 Eylül 2012 Pazartesi
İkincilik Konuşmasını Hazırlarken Şampiyonluk!
"İkincilik konuşmamı hazırlarken şampiyon oldum.Hala inanamıyorum!" |
Yılın son Grand Slam'i olan Amerika Açık'ta WTA finalini geride bıraktık. Finalde Serena Williams, Victoria Azarenka'yı 6-2, 2-6 ve 7-5'lik setler ile 2-1 mağlup etmeyi başardı.
Arthur Ashe'de oynanan maça Serena Williams klasik ama tam yerinde olan bir tabirle "fırtına gibi girdi". İlk üç oyunu sadece on dakikada alması klasik o dominasyonla başlayan maçlarını bir kez daha hatırlattı. Ardından Azarenka'ya sadece iki oyun vererek otuz altı dakikada seti tamamlamasını bildi. 6-2 ile geçilen setin ardından ikinci sette Azarenka servis kırarak momentumu lehine çevirdi. Beşinci oyunda da servis kırarak seti 6-2 ile kazanıyordu. Hem fiziksel hem de mental açıdan ilk sete oranla çok daha iyi bir Victoria Azarenka izledik fakat klasik Williams düşüşüne de tekrar şahit oldu. 1-1'lik eşitlik bize 1995'den sonra ilk kez üçüncü sete uzayan bir Amerika Açık Finalini de getiriyordu. Üçüncü set tam bir denge oyununa sahne oluyordu. Üç ve dördüncü oyunlarda birer kez servis kırdıran ikili Azarenka'nın yedinci oyunda servis kırışına kadar başa baş mücadele ediyordu. Bu noktadan sonra Azarenka ipleri eline aldı ve durumu 5-3'e kadar getirdi fakat Williams servis oyununa tutunarak maça ortak olma çabasındaydı ki bunu başardı. Onuncu oyunda panik havasına bürünen Azarenka'nın servisini de kırınca özgüveni de doğal olarak yerine geliyordu. Servis oyununu alıp son oyunda da servis kırmayı başararak 2012 Amerika Açık şampiyonluğunu da ilan etmiş oldu. İki saat on sekiz dakika süren maç, 1981 yılından sonraki süreçte en uzun süren maç olarak tarihteki yerini aldu.
Serena Williams böylelikle Amerika Açık'ta dördüncü, toplamda ise on beşinci Grand Slam şampiyonluğunu elde ediyordu. Victoria Azarenka ise ikinci kez oynadığı bir Grand Slam finalinde ilk kez mağlubiyeti tattı. İkilinin çekişmesinde toplamda on birinci mücadele olan bu final yine Williams'ın hanesine yazılarak 10-1 olarak değişti. Ayrıca Azarenka bu yıl Madrid, Wimbledon ve Olimpiyatlar'ın ardından dördüncü kez Williams'a karşı mağlubiyet almış oldu.
Turnuva'nın ardından WTA sıralamasında ilk onda herhangi bir değişim söz konusu değil. Sıralamaya bakacak olursak:
1.Victoria Azarenka
2.Maria Sharapova
3.Agniezska Radwanska
4.Serena Williams
5.Petra Kvitova
6.Angelique Kerber
7.Sara Errani
8.Na Li
9.Samantha Stosur
10.Marion Bartoli
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)